BismillahirRahmanirRahim

“Mutluluk Kulluktadır”

Bütün Hamdü Senalar Alemlerin Rabbi olan Allah (SVT)’ya aittir.Bütün ahmdü senalar Allah svt ya dır ki, Tin Suresinde şöyle buyuruyor; BismillahirRahmanirRahim; “incir ve zeytine and olsun, sina dağına and olsun. Bu güvenli şehre, mekkeyeand olsun ki biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik. Ancak iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar için devamlı bir mükafat vardır. Ey insan! Böyle iken, hangi şey sana hesap ve cezayı yalanlatıyor. Allah hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil midir?” SadakallahülAzim.(95:1-8)

Bütün Salat ve Selamlar, hz fahri alemseyyidinaMuhammedMustafa (SAV)’e olsun ki; hadisi şerifinde şöyle buyuruyor; BismillahirRahmanirRahim “kim ki sabah ve akşam 10 defa, ey Muhammedin Rabbi, muhammed ve ailesine layık olduğu şekilde salat ve selam eyle. Muhammedi ve alini layık olduğu şekilde bereketlendir. Diyen kişinin sevabını yazacak meleği 1000 gün yorulacak kadar sevap yazdırır.

Salat ve Selamlar, O’nun Mübarek Ailesi’ne ve Mübarek Sahabelerine olsun. Özellikle DörtHulafa-i Raşidin, Hz Ebubekir es-Sıddık, Hz Ömer el-Faruk, Hz Osman el-Gani, Hz Ali el-Mürtezave son güne dek onları takip edenlerin üzerine olsun. Salat ve Selambu Mübarek Yol’unHecaganı’na, Peygamber efendimizin temsilcilerine ve mirasçılarına olsun. Salat ve Selamlar Osmanlı Sultanlarına, İslamın koruyucularına olsun.  Allah Onları sevenleri sevsin, onları aşağılamaya çalışanlara lanet etsin.Amin.

Eyyühelmüminun! Ey inananlar! Allah svtmübsrek kuranı kerimde şöyle buyuruyor; BismillahirRahmanirRahim “ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” Buradaki Ya’buduun kelimesi Abd’dan, Abdullahtan, Allaha kulluktan geliyor. Bizim yaratıcımız, bizim halıkımız Allah svt, bizi yaratmasının tek sebebinin ona kulluk etmek olduğunu bildiriyor. Huzur ve tatminkarlık, bu dünyada sadece bu manayı, bu sebebi bulmakla mümkündür. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki herkes mutluluğu kovalıyor, ama mutluluk hiçbir yerde bulunur vaziyette değil. Sosyal medyada her yerde, internet sitelerinde, o app’lerde, telefonlarda, orda burda insanları görüyoruz. Gülümsüyorlar, maymun gibi atlayıp zıplıyorlar. Sanki bütün dünyayı mutluluk sarmış gibi. Ama batı bile artık anlıyor ki, bütün bu teknoloji, bütün bu app’ler, bütün bu telefonda ki internetteki teknoloji, insanları daha çok depresyona ve intihara sürüklüyor. Neden? Çünkü bunların hepsi sahtedir. Çünkü bunların hepsi Şeytanın bize oyunudur. Ahir zamanın düzeni, Ahir zamanın planıdır. Şeytanın oyunu, şeytanın tuzağı, insanları üzgün, ümitsiz ve beter hale sokmaktır. Çünkü insanlar o umutsuzluğa kapıldığında, her şeye olan bağlantılarını kaybediyorlar. Allah’a olan bağlantılarını kaybediyorlar. İşte o zaman şeytanın elinde oyuncak oluyorlar. Ve şeytan onları kendilerine kul ediyor.

Allahın kulları, kendi kişisel mutluluklarının peşinde koşmazlar. Allaha kul olmak isteyenler, Allah rızası için, Allahı mutlu etmek için koştururlar. Belki hayatları güçlük içindedir ama ona rağmen mutluluğu yaradandan beklerler. Mutluluğu yaratan, onlardan memnunmu ona bakarlar. En kötü zamanlarda bile, Peygamber efendimizin ve Rabbimizin onlardan mutlu olup olmadığına bakarlar. Onlar Allaha olan ümitlerinde her daim canlıdırlar. Her daim Allahlarına ümitleri açıktır.

Şeyhimiz sahibulseyf şeyh Abdülkerim el kıbrısi er-rabbani ks, Allah makamını arttırsın, O çok zorlu bir hayat yaşadı. Diğer bütün peygamberlerin ve evliyanın yaşadığı şekilde zor bir hayat yaşadı. Ailesinden sağlığına kadar, hapse kadar, akılınıza gelebilecek her türlü güçlükten geçti. Allahın ona sunduğu, imtihan ettiği  her türlü zorluktan geçti. Ama O hiçbir zaman Allaha olan ümidini kaybetmedi. Ve her daim Rabbini mutlu etmek için koşturdu. O, sistemin, dünyanın, ailesinin veya dostlarının mutluluğunun peşinde değildi. Rabbinin mutluluğu peşindeydi. Rabbinden mutluydu. Şey efendi, bir insanın Allaha kulluk seviyesine ulaştığı hali bize anlatıyor diyor ki; “Sen bir köle değilsin, sen kulsun. Allah svt seni kul olarak yarattı. Eğer kulluğa ulaşırsan, o zaman kazananlardan olursun.Ve Mübarekler der ki, Allaha kul olanlar, Allah huzurunda Sultanlardan daha yüksektir. Allah huzurunda, ilahi huzurda,  büyük krallardan bile daha güzel muamele görürsün. Kendini teslim eder ve Allaha kul olursan, Allah svt seni kraldan daha iyi karşılar. Allaha kulluğun yolu da, Allaha ulaşmak şeklindedir. Bu senin aklında ki fikrinde ki kulluk değildir. Allah svt’nın istediği kulluk, bize kulluğu öğretmek için yolladığı Peygamber efendimiz sav vasıtası iledir. Onun ayak izlerini takip ederek olur. Bir kişi ancak o şekilde kulluğa ulaşabilir. O zaman Allahın istediği Allah kulluğuna ulaşır ve Allah onu sever. O sevgiye ulaşan, peygamber efendimizin sav sevgisine ulaşır. Onu seversin, o da seni sever. Evet o zaman Allah svt meleklerine de derki, “ben bu kulumu sevdim, siz de seveceksiniz” ve bütün melekler de onu sever. Bütün iyiler onu severler. Eğer o zaman dünyadaysan, kendini zorluklara hazırla. Çünkü her yerden sana saldırılır. En iyi olsan bile sana iftira ederler, seni kandırırlar, seni aldatırlar, yalan söylerler. Değişme sırat-i müstakimde devam et. Çünkü bu sana bir imtihandır. Çünkü bütün şeytanlar ve şeytanı destekleyenler, şeytan için çalışanlar onlara uymayacak bir şey gördükleri anda, hemen ona saldırmaya başlarlar. O zaman pes edecek durumda olamazsın, pes etmeyeceksin. Çünkü pes edersen her şeyi kaybedersin.” Sahibulseyfin sözleri hakktır.

Kuranı kerimin anlayışı, hadisi şeriften anlayacağımız, evliyanın sözlerinden anlaşılacak olan budur. Bu sözleri alıp, anlayacak olan kişi, o zaman kulluğun manasını anlar ve bu dünyada kullukla gelen hali anlar.Kulluk, kendi hakkında Allahın istediği şekilde davranmaktır. Allahın ondan razı olmasıdır. Allahın istediği kulluğa ulaşmaktır. Biz bunu, Allahın en büyük kulundan, Seyyidikainat efendimiz sav den öğreniyoruz. Onun mirasçılarından, onun zamanımızda ki temsilcilerinden öğreniyoruz. Eğer bu şekilde kulluğa ulaşırsak,  allah bizi sever, peygamber efedimiz bizi sever. Evliyalar ve melekler bizi sever. O zaman bizden kim nefret eder? Şeytan. Üzerimize gelen zorluklar, onlar aslında sırati müstakimde olduğumuzun bir işaretidir. Bu imtihanlar bize, allah’a ve Allahın sevgili kullarına, sevgimizin gerçek olup olmadığını, kalbimizi imtihan eder. Sahibulseyf buyuruyor; “bugünün, 21.yüzyılın insanları hiçbir şeyden hoşnut değiller. Onlar mutlu kullar değiller, mutlu Müslüman değiller. Herkes üzgün, Bakıyorum herkes üzgün maşaAllah. Niçin üzgünsün? Ooo Şeyh, bilmiyorsun ne dertlerim var. Hiç dertleri bitmiyor. Evet kimse mutlu değil. Allah svt kullarını tabi ki zorlukların içinden geçirerek imtihan edecek. Bizden önce gelen ümmetler, onlar hiç mi imtihandan geçmedi? Ya sahabe-i kiram, onlar imtihandan geçmedi mi sanıyorsunuz? Çocukları, anneleri, babaları, servetleri, her şeyleri ile imtihan edildiler.” Şeyh efendi bize o zaman ankebut suresinin ayetlerinden bahsediyor;

BismillahirRahmanirRahim “İnsanlar inandık demekle, imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı sanıyorlar. And olsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah mutlaka doğru söyleyenleri de bilir, yalancıları da bilir.” SadakallahülAzim.(29:2-3)

Demekki bu imtihanlardan geçmek durumundayız. Nasıl bu imtihanları başaracağız? Bu imtihanlar bize, gerçekten inanan olduğumuzu mu yoksa yalancı olduğumuzu mu gösterecek. Bu imtihanlardan sabırla geçenler, bu imtihanları peygamber efendimize yaklaşmak için sebep edinenler, o zaman Allah yolunda koşmak için daha çok enerjiye, daha çok desteğe kavuşurlar. İşte bu imtihandan başarı ile geçen kullar, ne kadar zorlukla geçecek olsalar da, Allahın en mutlu kulları olurlar. Onlar manalarını, sebeplerini anlarlar. O imtihanın nereden geldiğini bilirler. Ama bu imtihanlar bizi mutsuzluğa sürüklerse, bizi çaresiz hale getirip sefil ederse, demekki o şeytandan gelir. Ve o zaman bu dünya bize cehennem olur. Onun için sahabei kiram, evliyaullah, salihin, onlar bizim için örnek insanlardır. Onlara sıkı tutunmanız lazım. İmtihandan  nasıl geçtiklerini görmemiz lazım. Neler yaptılar? Onların ulaştığı o başarılı sonuçlara ulaşmak için, onları takip etmemiz lazım. Şeyh efendi buyuruyor; “sahabei kiram her türlü zenginliği, her türlü lüksü, her türlü dünyevi şeyi Peygamber efendimizi takip etmek için bıraktılar. Onunla beraber olmak için, onun cemaatinde olmak için, ona yakın olmak için, ondan öğrenmek için kendilerini teslim ettiler, onun emirlerine uydular. Ve bu onları mutlu etti, gerçek mutluluğa kavuştular. Belki materyalist olarak, dünyevi olarak hayatları zorlandı. Kesinlikle bir sürü zorluktan geçtiler. Pek çokları zamanının prensiydi. Bıraktılar. Selam el-Farisi, o bir prensti. Pek çokları hayatlarını bıraktı. Peygamber efendimiz as e teslim oldular, Kul oldular. Kul olmak için uğraştılar. Dünyayı umursamadılar, dünya hakkında o kadar endişe etmediler. Bugün aynı halde miyiz? O yüzden insanlar ne diyor? Ben mutlu değilim, ben üzgünüm. Bekleyin, en beter üzgünlük geliyor! Daha da beteri gelecek. Çünkü herşeyi peygamber as in üzerine tuttunuz. Her şey, her şey peygamber efendimizden daha yüksek oldu, daha önemli oldu. Allahınkoyduğu yer orası mıdır? Her şeyi, Allahın koyduğu derecelere koyarsanız hiçbir şey sizi üzmez, etkilemez. Çünkü Peygamber efendimize teslimiyetle, onun aşkını en yüce tutarak, ilahi huzurda da Allahı mutlu etmiş olursunuz. Peygamber efendimize teslim olan, onu memnun eden, onun sayesinde rabbine ulaşan kişi, gerçeğe ulaşmış olur, Rabbine ulaşmış olur. Peygamber efendimiz, Allah svt ya bağlayacak olan gerçek bağlantıdır. Onun ötesinde mutluluk yoktur. Onun ötesinde başka bir mutluluk olamaz. Diğer mutlulukların hepsi sahtedir. Hepsi geçicidir. Gerçek mutluluk, peygamber efendimize olan aşkla gelir. Ona teslimiyetle gelir. İşinize gücünüze olan teslimiyetiniz, Allahın işine, Allahın hizmetine olan teslimiyetiniz kadar değilse, nasıl mutluluk beklersiniz ki? Gerçek mutlulukla sahte mutluluk arasında ki farkı anlamamız lazım. Bunu anlamak için de, peygamber efendimizin hayatının sohbetine kavuşmamız lazım. Sahabei kiramın hayatının sohbetine ulaşmamız lazım.Şeyh efendi Selman-ı Farisi’denra bahsederdi. Evet o bir prensti. ama muhacirler ve ensar, hzselmanın muhacir mi yoksa ensar mı diye tartışırken,Peygamber efendimiz geldi ve şöyle dedi;“selman ne muhacirdir ne ensardır. O bizdendir. O ehli beyttendir.”(buhari)

Sahabenin duyduğu o muazzam mutluluk neydi? O mutluluk peygamber efendimize yakın olmaktan geliyordu. Allaha sevgili olan, habibullahla beraber olmak , onun etrafında olanlar, onlar da Allaha sevgili oldular. Allah dostu oldular. Onların bütün hayatları, peygamber efendimizi mutlu etmekle geçti. Mutlu etmek için koşturdular. O yüzden Allah svt, onlardan mutlu oldu, onlardan razı oldu. Allah svt onların muhabbetlerini dinlerdi. Ve bu muhabbetleri hakkında bir hadisi şerif geldi. Peygamber efendimiz bir gün sahabei kiramla beraber oturuyorken buyurdu ki; “bana 3 şey sevdirildi. Güzel koku, kadın ve namaz. Bunlar benim gözüme güzel göründü. Ve hz Ebu Bekir ra dedi ki, sen gerçeği konuştun Ya RasulAllah. Bana Bu dünyada 3 sevgi verildi; senin yüzüne bakmak, servetimi senin için harcamak ve kızımın senin hanımın olması Ya RasulAllah. Ve hz Ömer el-Faruk ra buyurdu, ya Ebubekir sen doğruyu konuştun. Bana 3 şey sevdirildi; doğruyu desteklemek, yanlışı yasaklamak ve eski kıyafetler giymek. Hz osman el-gani ra da buyurdu, ya ömer sen doğruyu konuştun. Bu dünyadan bana da 3 şey sevdirildi; açı doyurmak, çıplağı giydirmek ve kuran okumak. Ondan sonra hz ali el-mürtezakv buyurdu; ya osman sen doğruyu konuştun. Bana da 3 şey sevdirildi bu dünyadan; misafire hizmet etmek, çok sıcak günde oruç tutmak ve Allahın düşmanlarına kılıcımla saldırmak. İşte o zaman Cebrail as geldi ve peygamber efendimiz as a buyurdu ki; “allahsvtsizin bu muhabbetinizi duyduğunda beni gönderdi ve bana emretti, size sormamı istedi, ben sizden olsaydım neyi severdim? Ve peygamber efendimiz hz Cebrail as a sordu; hz Cebrail de dedi ki; eğer en sizin gibi olsaydım 3 şeyi severdim, yoldan çıkanlara rehber olmak, yoksulluk içinde ibadet edenleri sevmek ve yoksul aile reislerine yardım etmek. Ama Allah 3 önemli özelliği kullarında çok sever, “onun yolunda mücadele etmek, tövbe ederken ağlamak ve açlığa ve zorluğa karşı sabır göstermek.” Peygamber efendimiz as hakkı konuşur.

İşte Allah dostlarının, Allahın sevgililerinin muhabbeti budur. Onlar sevdiler ve sevildiler ve sevgilileri onları duydu. Allah svt ‘ya, bu ümmetten olduğumuz için sonsuz şükretmemiz lazım. Allah svt’ya sonsuz şükürler olsun ki; en büyük rahmet sahibi peygambere aitiz, onun ümmetindeniz. Ve onun rahmeti bize ulaşıyor. Rebiülevvel’e yaklaşıyorken, oturup peygamber dostlarının, habibullahın mirasçılarının sohbetini anlamamız lazım. Şeyh efendi buyuruyor; “onun sadece ismini biliyorsunuz. Onun ismini duydunuz. Onun isimlerinden kaç tanesini biliyorsunuz? Bir isim biliyorsunuz, “Muhammed” As. Halbu ki ne kadar çok ismi var. Allah svt ona ne kadar çok isim verdi biliyor musunuz? İsimlerini bilmiyorsunuz bile.  Kişiyi bilmiyorsunuz. Peygamber efendimiz bir şahıs mıydı, bir kişi miydi? Sadece bir insan mıydı? Evet bir insandı. Ama bir insan şeklinde miydi? Evet Allah svt onu bu dünyaya insan şeklinde yolladı. Bize rehber olması için, bize rahmet olması için. Bize rahmet için yolladı. RahmetenlilAlemin, sadece bize değil bütün alemlere yarattığı her şeye rahmet olarak yolladı. Peki biz ne yapıyoruz? Peygamber efendimize ne kadar konsantre oluyoruz? Ne kadar salavat yolluyoruz? Peygamberimizi ne kadar seviyoruz. Her gün Peygamber efendimize ne kadar salavat yolluyoruz. Kaç kere yolluyoruz? Bir günde peygamber efendimizi ne kadar hatırlıyoruz? Peyamber efendimiz sidretül müntehayı geçip, kalb el-kavseyn’e ulaşan kişiydi. Bizi hiçbir zaman unutmadı. Sidretül müntehadayken dahi, kalbelkavseynde bile ümmetini hatırlıyordu. Peygamber efendimizi biliyorum diyen insanlar, kesinlikle cahildir. Peygamber efendimize bağlanmanın tek yolu, o nazarını vermiş olanlara bakabilmesidir, onlara yaklaşması, tanımasıdır.

Şeyh efendi buyuruyor, “en önemli şey kalbinize bakmak ve kalbinizi meşgul eden şeylerden kurtulmaktır. Eğer kalbinizi dünya meşgul ediyorsa, bırakın dünyayı. Kalbinizde ne varsa kurtulun onlardan. Kalp ilk önce Allah içindir, ondan sonra peygamber efendimiz içindir, ondan sonra da Allah ve peygamberinin sevdikleri içindir. Ondan sonra kalbe her şey  sırasıyla o sevgi silsilesiyle gelir. Kalbin Allaha bakması lazım, başka bir şey değil. Kalbinize peygember efendimizi koyarsanız, o da Allaha bakıyor. Şeyhinizi kalbinize koyuyorsanız o da Allaha bakıyor.bütün her şey Allah svt’ya bakıyor. Gerçekte , Allahın kalbinizde olması lazım. Bu yüzden onları gördüğünüzde onlara, Allahı hatırlatırsınız denir. Onlar size Allahı hatırlatırlar çünkü, onlar Allah ile beraberdirler. Allah aşkı onlardan size ulaşır. Ve o aşk kalbinize ulaşır. Bu Aşak Kalplerimize böyle girer. O aşkla ne yapacağımızı bilmemiz lazım. Eğer bu aşkla ne yapacağınızı bilirseniz, o zaman veliyullaha yaklaşmaya başlarsınız. Anlamaya başlarsınız. Allah doğru, güzel kulları, çok basit bir hayat yaşamaya başlarlar. Onlara yaklaşıp, onlara yardımcı olmak için. Ama anlamamız, bilmemiz lazım ki, haddimizi geçmemiz lazım, haddimizi bilmemiz lazım. Çünkü bir süre geçtikten sonra, şeytan kalbinize fısıldamaya başlar. Der ki; “bu kişinin, bu Şeyhin bu kadar bildiği yok, bu Allah dostu senin gibi birisi. Çünkü onlar, Şeyhleri ve Allah dostlarını kendi seviyelerine indi diye kedinden zannederler. Şeytan onların kalplerine girip böyle söyler, ah fazla bilmiyor, senden benden biri işte.” Şeyh efendi diyor ki; eğer bunu söylersen, o zaman o duyduğun aşk seni terk eder. Belki söyler seni seviyorum diye ama artık orada değildir. Eğer bunu kaybedersen, herşeyi kaybetmeye başlarsın.

Ey inananlar! Kalbimizi korumamız lazım, anlamanız lazım. Unutmayın, Şeyhiniz sizden yüksektir. Evet sizinle oturabilir, sizinle konuşabilir, sizinle yiyip içebilir ama sizden değildir o. Eğer haddinizi aşarsanız, edebinizi kaybederseniz her şeyi kaybedersiniz. O aşkı kaybedersiniz. İşte o zaman şeytan sizi alıp götürüverir. Sizi kontrole geçirir. Ayrılırsanız ve yalnız kalırsanız, o zaman Allahı sevenlere bağlantınız kaybolur, Allaha bakanlara bağlantınız kaybolur. Şey efendi buyuruyor; “kuranı kerim size gelmedi, kuranı kerim peygamber efendimiz as e yollandı. Hangi bölümler nasıl kullanılacak insanlara göstermek için ona geldi. Onun ayak izlerini, sahabenim ayak izlerini, sahabemizden sonra gelenlerin ayak izlerini, tabiin’in ayak izlerini ve onları yüzyıllar boyunca takip edenleri takip etmektedir. Onlar peygember efendimiz as a bağlıdırlar. Sizin vazifeniz onlara bakmak, onlara sormak, onlara sevgi beslemektir. Eğer sevginiz onlara ulaşmıyorsa, onların vasıtası ile peygamber efendimize ulaşmıyorsa, o zaman aşkınız sahtedir. Gerçek Aşk değildir. Geçici Aşktır. Ve bu aşk sizi Allah svt ya ulaştırmaz. O aşk sizi sadece köleliğe ulaştırır. Erkek veya kadın köle oluşunuz başka hiçbir şey değil. Allah svt nefsimize kölelikten bizi korusun. Allah svt bizi Allaha kulluğa ulaştırsın. Ve Allahın sevgililerine hizmete ulaştırsın. Rebiül evvele yaklaşıyoruz. Peygamber efendimize olan aşkımız artsın inşaAllah. Ona sevgili olanlara Aşkımız artsın inşaAllah.

Şeyh Mevlana muhammed nazım adil el-hakkaninin buyurduğu gibi; ey muazzam peygamber, peygamberlerin peygamberi, en güzel olan. Allahın cemalini temsil eden, bizim muazzam peygamberimiz Muhammed mustafa as. Onun hakkında ne yazılmışsa kabuldür. Onun hakkında ne yazılmamışsa, onun isminin hakkında, ona ait olmaayan ne varsa o da kabul edilmez. Ey rabbimiz, rabbimiz, ey büyük güzel rabbim, as a olan Rahmetini arttır. Sana kulluğa ulaşmak için bize sağlık ve kuvvet ver. Orda burda parçalanıp bölünmeyelim. Senin habibinin yolunda devam edelim. Senin habibinin yolunda o güzelliğe hizmetle devam edelim. Dünyamızda ahiretimizde onunla mağrur olsun ya rabbi. Ey muazzam peygamber. Şefaatin ve rahmetin bize ulaşsın. Bizler aciz kullarınız, aciz ümmetiniz. Bize Senin mirasçılarından gönder ya rabbi. Allahı ve peygamberini unutanlardan uzak tut bizi ya rabbi. Allah bizi saf kullarından eylesin. Temiz kullarından eylesin. Ey muazzam peygamber, bizi zorlu yollardan kurtar! Bize efendimizi yolla ya rabbi. Bu dünyada ki zulmü kaldıracak olanları, Mehdi as ı yolla ya rabbi. Ki o doğuyu da batıyı da fethedecek, islam sancağını çekecek ya rabbi. Ya Allah, Ya Allah, ey mübarek Allahım, rabbim, peygamber efendimizin temsilcisini bize yolla. Bir tek dünya değil, milyonlarca dünya, senin habibine kurban olsun. Her şeyin üstünde olan Peygamber efendimiz as a kurban olsun. Ey muazzam peygamberimiz, bize Mehdi yi yolla ki, bize yolu göstersin. Bizi bu güzel yola soksun ve peygamber efendimizin işaret ettiği yolu, Mehdi gelip göstersin inşallah. Amin, Amin, Amin.

 

Şeyh Lokman Efendi Hz.

Cuma Hutbesi

17 Safer 1443  –  24 Eylül 2021