BismillahirRahmanirRahim

“Leyletül Beraat’ten Önce Uyanın”

Evvel, Ahir, Zahir, Batın olan Kadir ve Mutlak Kuvvet sahibi Allah’a HamdüSenalar olsun. Kuranı Kerim’in, Duhan Suresinde şöyle buyuran Allah’a HamdüSenalar olsun.BismillahirRahmanirRahim:

“﴾1﴿Hâ-mîm. ﴾2﴿ Aydınlatan kitaba yemin olsun! ﴾3﴿ Biz onu mübarek bir gecede indirdik; biz daima uyarmaktayız. ﴾4-7﴿ O gecede bizim katımızdan bir emirle hüküm ve hikmet konusu olan bütün işler ayrılır. Rabbinden, eğer doğru biliyorsanız göklerin, yerin ve bunlar arasında olan her şeyin Rabbinden bir Rahmet olarak biz devamlı göndermekteyiz. O her şeyi işitir ve bilir. ﴾8﴿ O’ndan başka tanrı yoktur, hayat verir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir, önceden gelip geçmiş ecdadınızın da Rabbidir. ﴾9﴿ Gerçek bu iken onlar kararsızlık içinde oyalanıp duruyorlar. ﴾10-11﴿ Göğün bütün insanları kuşatan belirgin bir dumana bürüneceği günü bekle. Bu acı veren bir azaptır. ﴾12﴿ “Rabbimiz, üzerimizden azabı kaldır, bizler artık inanmaktayız” (diyecekler). ﴾13-14﴿ Kendilerine apaçık bir elçi geldiği, sonra ondan yüz çevirerek, “Bu, kendisine bazı şeyler öğretilmiş bir deli!” dedikleri halde onlar mı bundan ibret alıp akıllarını başlarına toplayacaklar! ﴾15﴿ Biz azabı biraz hafifleteceğiz, kuşkusuz siz de hemen eski halinize döneceksiniz. ﴾16﴿ Amansız bir şekilde yakaladığımız gün yaptıklarının cezasını hakkıyla vereceğiz.” Sadakallahül Azim (44:1-16).

Tüm salat ve selam Alemler Sultanı, Peygamberlerin İmamı, Günahkarların Şefaatçisi, Seyyidena ve Mevlana Muhammed Mustafa (AS)’ın üzerinde olsun. Hz. Übey bin Kaab’ın rivayetine göre, gecenin üçte biri geçtiğinde Peygamber Efendimiz (AS) uyanır ve şöyle buyururdu:

“Ey İnsanlar! Kalkın Allah’ı zikredin. Râcife (bütün canlılara ölüm getirecek olan ilk sûra üflenmesinin) zamanı geldi, bunun hemen ardından da Radife (bütün canlıları diriltecek olan üfleniş) gelecektir. Ölüm, her türlü şiddet ve sancılarıyla mutlaka gelecektir; ölüm, mutlaka herkesi bulacaktır.”

Übey diyor ki: “Ey Allah’ın Rasûlü! Ben sana çok dua edip Salavât getiriyorum; dualarımın ne kadarını sana ayırayım?” diye sorduğumda;

Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-: “Dilediğin kadar!” buyurdu.

Dualarımın “dörtte birini mi?” yeter mi dedim; “Dilediğin kadarını!” buyurdu, “Şayet arttırırsan senin için daha hayırlıdır!” buyurdu.

Bende “Yarısını ayırayım mı? diye sordum; “Dilediğin kadarını!” buyurdu, “Şayet arttırırsan senin için daha hayırlıdır!”

Ben de “üçte ikisini mi?” ayırayım dedim; “Dilediğin kadarını!” buyurdu, “Şayet arttırırsan senin için daha hayırlıdır!” buyurdu.

Ben de o halde “Bütün dualarımı senin için (sana salât etmek için) yapacağım.” dedim.

Bunun üzerine Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-: “İşte o zaman sıkıntıların giderilecek ve günahların affedilecektir.”

Tüm salat ve selamlar, sonsuz bir şekilde Onun üzerinde olsun. Salat ve selam asil ailesinin ve mübarek sahabelerinin üzerinde olsun. Salat ve selam, Dört HulefayıRaşidin, Hz. Ebu Bekir Es-Sıddık, Hz. Ömer el-Faruk, Hz. Osman el-Gani, Hz. Ali el-Mürteza ve son güne dek onları takip edenlerin üzerinde olsun. Salat ve selam, Tarikatı AliyyeNakşibendiyye yolunun Haceganı üzerinde olsun. Salat ve selam dünyayı Allah’ın, Peygamberinin ve Evliyasının nuru ve muhabbetiyle donatan, Hak Padişahları, Osmanlı Sultanlarının üzerinde olsun. Allah onları sevenleri sevsin ve onlardan nefret edenlere lanet etsin. Allah onların geri gelişini hızlandırsın. Amin.

EyyuhelMüminun! Ey İman Edenler! Şabanı Muazzam, Peygamber Efendimizin Ayının ikinci Cumasına hoş geldiniz. Şabanın Yarısına, Beraat Gecesine yaklaşırken hoş geldiniz. Beraata karşı konuşanları dinlemeyin, onlarla tartışmayın, onlara itibar etmeyin. O gece İlahi bir gecedir. Altın bir silsile ile Habibullah’tan Şeyhimize ulaşan bir irşad ile bu gece hakkında bize talimat verildi.

Allahtan mağfiret, rahmet dilemek ve geçtiğimiz sene içerisinde hem kendimize hem başkasına karşı işlediğimiz zulmü düzeltmek ve tövbe etmek için husus edilmiş bir gecedir. Gavsül Azam Şeyh Abdül Kadir el-Geylani (KS), Peygamber Efendimiz (AS)’dan bir hadis naklediyor:

«Şa’ban’ın15. gecesinde Cebrâil bana geldi ve Yâ Muhammed (AS) başını yukarı kaldır dedi. Bu gece hangi gecedir? dediğimde: «Bu gece öyle bir gecedir ki, AllahüTealâ Bu gece Rahmet kapılarından 300 kapı açar. Kendisine şirk koşmayan herkese mağfiret eder. Ancak büyücü, falcı, devamlı şarab içici, riyâ ve zinâya ısrar edenler bu af ve mağfiretin dışında kalırlar. Onlar tevbe etmeyince mağfiret olunmazlar» dedi.

Gecenin dörtte biri geçince CebrâilAleyhisselâmbana tekrar geldi ve: «Yâ Muhammed başını yukarı kaldır dedi. Başımı kaldırınca Cennet kapılarını açılmış, birinci kapsında bir Melek durup: Devlet ve saâdet bu gece rüku’ edenler içindir diye seslenir gördüm. İkinci kapısında bir melek durup, devlet ve ssadet bu gece secde eden kimse içindir dediğini gördüm. Üçüncü kapısında bir melek durup, devlet ve saâdet bu gece duâ edenler içindir. Dördüncü kapısında da bir melek durup, devlet ve saâdet bu gece zikredenler içindir. Beşinci kapısında bir melek durup, devlet ve saâdet bu gece AllahüTeâlâ’dan korkup ağlayanlar içindir, altıncı kapısında bir melek durup, bu gece seâdetMüslümanlar içindir, yedinci kapısında bir melek durup, kim saâdet istiyor? Onun isteği verilecek, işi olacak, maksadı verilecektir diye seslenir gördüm. Sekizinci kapısında da bir melek durup, bu gece kim istiğfar ediyor, onun günâhı mağfiret olunacaktır diye seslenir gördüm.

Bu halde ben, YâCebrâil, bu gece bu kapılar ne zamana kadar açık dururlar diye sorunca, CebrâilAleyhisselâm, tan yeri ağarıncaya kadar böyle açık dururlar cevâbını verdi. Sonra: Yâ Muhammed, AllahüTealâ’nın, bu gece BeniiKelb kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca Cehennemden âzâd ettiği kulları vardır» der.

Bu hadisi aktardıktan sonra Gavsül Azam bu geceye hürmet etmek ve bu gecede kaybedenlerden olmamak ile alakalı ağır uyarılarda bulunuyor. Kendisi şöyle buyuruyor: “Şaban’ın Onbeşinci gecesinde AllahüTeala’nın kulları üzerine Rahmeti zuhur edip, Mü’minleri mağfiret eder, kâfirlere ise mühlet verir. Kin ve hased sâhibi olanları, bu sıfatlarını terk edinceye kadar kendi hallerinde bırakır. Kadir gecesinin tersine, Berat gecesini malum kıldı.

Çünkü Berat Gecesi, hüküm, kaza, gazabve rızâ gecesidir. BerâtGecesi red veya kabul, kavuşamamak ve kavuşmak gecesidir. Berat gecesine birisi said, diğeri baid (uzak) olur. Birisi mükerrem, diğeri mahrum olur. Çok yıkanmış kefenler vardır; sâhibleri ise çarşılarda işle meşgullerdir. Çok kazılmış kabirler vardır, sâhibleri ise sevinç ve gururdadırlar. Çok gülen ağızlar vardır, sahipleri pek kısa zamanda göçücüdür. Çok güzel binaları olanlar yardır, sâhibleri ise yakında fâni olacaklardır. Sevab bekleyen çok kullar vardır, onlar için azab hazırlanmaktadır. Sevinç bekleyen çok kullar vardır, onlar için üzüntü meydana gelir. Cenneti uman nice kullar vardır, onlar için Cehennem zuhur eder. Birleşmek, kavuşmak isteyen çok kullar vardır, onlar için ayrılık meydana gelir. İhsân bekleyen nice kullar vardır, belâ ile karşılaşırlar. Mal vemülk arzu eden nice insanlar vardır, kendileri için helâk olma meydana gelir demişlerdir.

Hasan-ı Basri (KS) Şabanın Onbeşinci günü evinden çıkardı. Yüzü, mezarda gömülmüş de, sonra çıkarılmış gibi pek solgun bir haldeydi. Kendisine, yüzündeki bu üzüntü, bu değişiklik nedendir dediklerinde: «AllahüTeâlâ’ya yemin ederim ki, denizde gemisi parçalanıp, batan kimsenin derdi, musibeti benden çok değildir» buyurdu. Niçin? dediklerinde: «Çünkü İlm-i Yakin ile biliyorum ki, günâhım vardır. Sevâbımdan ise korkmaktayım. Sevaplarımın, iyiliklerimin kabul veyâred olacağını bilemiyorum» cevabını vermiştir.

Bu sözler Büyük bir Evliyanın sözleridir. Aklı, imanı, tevazusu olan kişi bu sözleri ciddiye alıp, gece gündüz Berat Kandiline hazırlanır. Beş dakikalığına gözlerini kapatıp, Ya Rabbi beni affet, yaptığım yanlışlar için gerçekten üzgünüm deyip sonra aynı şekilde devam etmek olmaz. Hayır, bu şekilde olmaz. İmam Nevevi (RA), gerçek tövbenin üç şartı vardır diyor: “Tüm günahları bırakmak, günah işlediğine pişmanlık duymak, bir daha işlememek için sağlam bir niyet ile o günaha asla dönmemektir.” İnsan değişmeden bu şartları yerine getiremez. İnsanın değişmesi için de nefsini değiştirmesi lazım gelir. Nefs ise eğitilmeden asla değişmez. Bir eğitmen olmadan da o eğitim olmaz. Nefsin eğitmeni Şeyhtir. İnsan nefsin eğitmenine teslim olmazsa gerçek tövbeye ulaşamaz. O zaman, evet, insan ben müridim, ben iyiyim, sadıkım diye düşünebilir ama Beraatı başka gösterecektir.Gelecek senesi de Gavsül Azamın dediği gibi hüsran ve ayrılıkla geçer. Allah bizleri bundan korusun.

Resulullahın Varisi, Allah Dostu, SahibulSeyf Şeyh Abdül Kerim el-Kıbrısi’ninyaklaşık 10 yıl evvel bu dünyada verdiği son Berat Sohbetine kulak verelim:

“Semalardan son çağrılar geliyor. Çok şiddetli bir şey gerçekleşmek üzere. Daha önce hiç gerçekleşmemiş bir şey. Bana gelip, Peygamber müjdeler veriyordu, insanları mutlu ediyordu demeyin.  Bunu ben sizden daha iyi biliyorum. Ama o kadar gafil bir hale düştünüz ki, karın ortasında donmakta olan kişi gibi. O kişiye ne yapman lazım?

 

Ona vurman lazım, sarsman lazım, harekete geçirmen lazım. Gerekirse onu kesmen lazım. Gel omzuma yaslan ben seni taşırım diyemezsin. İç organları donmak üzere. Onu hareket ettirmen gerekiyor,zorlaman gerekiyor. Artık onu sırtında taşıyamazsın. Çünkü bütün bedeni donmak üzere. Gerekirse onu alt üst etmelisin. Gerekirse başını duvarlara çarpmalısın. Muhammed (AS)’ın ümmetinin başına gelenler işte bunlardır. O yüzden uyanın! Beraat gibi bir gecede, şu anda ailenizin %99’unun nerede olduğunu siz benden daha iyi biliyorsunuz. O yüzden, hala kendimizi kandıracak mıyız? İstiyorsanız devam edin. biraz daha devam edin. Sonsuz, dipsiz bir uykuya dalın. Kendinizi zorlamanız lazım. Ben bunu yaşıyor muyum? Bende bir şeyler mi yanlış? diye kendine sor. Yanlış bir şey buluyorsan da düzelt. Leyletül Beraat de, Beraat Gecesinde yap bunu İnşaAllah. Samimiyetle otur ve ellerini aç. Ya Rabbi ben aciz bir kulunum, yaptığım şey budur.

Bu duruma düşmemizin ilk sebebi, başsız kalmamızdır. Sultanımızı istiyoruz. Bununla ilgili dua etmen gerekiyor. Şeriat istemiyoruz diyorsan başın beladadır. Biz demokrasi istiyoruz, demokrasiyi daha da yücelteceğiz diyenlerdensen başın beladadır. Yeni ideolojilerimiz var diyip, kemalizmi takip edenler bitmiştir. Seküler ideolojiyi destekleyeceğiz diyorsanız mahvolacaksınız.

Bu sene gele bu şekildedir. Bitti. Onlarda, onu takip edenlerde bitti. O yüzden uyanın ve kendinize gelin. Anlamak ve idrak etmek için Nuh (AS)’ın gemisini düşünün. O gemiye binenlerin çoğu 83 kişiydi. Ama dışarıda milyonlarcası kaldı. Onlarda aile bireyleriydi. Onlara gülüyorlardı, dalga geçiyorlardı. Onlar o gemiye bindiklerinde onlara güldüler ama onlar Nuh (AS)’a inandılar ve ona sımsıkı tutundular. Onlar kitabı bilmiyorlardı, Allah’ı bilmiyorlardı. Nuh (AS)’a inandılar ve o gemiye bindiler. Bir işaret yoktu. Son dakikaya, son saniyeye kadar büyük bir işaret yoktu. Gökyüzü her zaman ki gibi açıktı. O yüzden siz delirmişsiniz, gemiye ne diye biniyorsunuz dediler. Gemi tamamen kapalıydı. Dışarı çıkın, orada hayvanlarla acı çekiyorsunuz, kendinize dert çektiriyorsunuz, ne kadar güzel bir gün, böyle bir günde sel olacağını mı zannediyorsunuz? dediler. Siz bizim akrabamızsınız, deli bir adamın peşine düştünüz. Onlara böyle dediler. Nuh (AS) ise, İman Edenler içeri girsinler dedi. İman etmeyenler giremez dedi. Ve girmediler de. 1 saniye içerisinde bütün o hava değişti. Güneş kayboldu. Gökyüzünü kara bulutlar doldurdu. Yeryüzü kaynamaya başladı. Yerden sular yükselmeye başladı. Her yerden şimşekler çakmaya başladı. Yağmurlar yağdı. Bir anda her şey değişti.

Evet işte Allah budur. Allahu Ekber. İstediğini dilediğini yapar. Ama kullarının hak ettiği şekilde yapar. O yüzden doğru istikamete yol almaya niyet edin. Sadece dilinizle değil, amelinizle. Beni takip edenler özellikle de burada olanlar, nefsani bencilliklerinizi bırakmaya niyet edin. çoğunuz o kadar bencil bir hale gelmişsiniz ki, kardeşinize ne olduğunu bile bilmiyorsunuz. Öldüler mi, kaldılar mı haberiniz yok. Kurt gibi yalnız geziyorsunuz. Kendi nefsinize göre hayatlar kuruyorsunuz. Şeytanın da sizden yapmanızı istediği şey tam olarak budur. Ayrı durmanızı istiyor. Böylelikle size uyarı, nasihat ulaşmaz. Ama şimşekler çaktığında gemide olmanız lazım. Ömür, hayat size verilmiştir. Seçim sana aittir. Tıpkı o insanlar gibi. Gemiye girip girmeme kararını kendileri verdiler. Son saniyede hepsi girmeye karar vermiş olsalardı, o gemiye sığarlardı. Allah budur. Allahu Ekber. Eğer karar verdiysen ve değişmek istiyorsan, bencilliğini bırakmak istiyorsan, hemen bunu yap. Sonrasında sizinle özel konuşucam, internet üzerinden değil.

Etrafımda olanlara göstericem ne kadar bencil olduklarını. Değişmek isteyip istememen sana kalmış. Ama o bencillikten kurtulmazsan başın çok büyük bir belaya girecek. Peygamber Efendimiz (AS)’ın getirdiği İslama iman edin, kendi düşüncenize, şehadetinize göre değil. Ben iman ettim, namaz kılıyorum demekle olmaz, bu yetmez. Bu seni kurtarmaz. İnan bana kurtarmaz. O yüzden bu kadarı hem bana hem de size yeter. Sabaha kadar konuşabilirim ama bakıyorum hepiniz sıkılmışsınız. Bişey değil. Bunları duyacaksınız. Eğer kolay yoldan dinlemezseniz, zor yoldan dinleyeceksiniz. O zaman Şeyh müjdeler verin diyor, insanları mutlu edin diyor diye gelmeyin yanıma. Bu uyanık olan insanlar içindir. Onlara daha güzel günler gelecek. Ama uyanık bir halde değilsen, ölüm var, ölüm sonrası var. Büyük acılar çekersin. Uyanman lazım, kendini uyandırman lazım. Enerji bulup kendini uyandırman lazım.

Evet SahibulSeyf’in sözleri Hakktır. Bunasihat olarak bize yeter. Bu nasihatı takip edenlerden olalım, terbiyeye teslim olalım ki önümüzdeki sene pişman ve bedbaht olup ayrı düşenlerden olmayalım. Önümüzdeki sene Rabbimiz bize rızasını yazsın. Peygamberinin, Şeyhimizin rızasını yazsın. Hizmet kapılarını bizlere açsınİnşaAllah. Bencilik ve yalnızlık kapılarını değil de cemaat kapılarını açsın. Yanlış sistemleri değil de; Saltanatı, Hilafeti isteyenlerden yazsın. Nefsleri için değil de İslam için yaşamak isteyenlerden yazsın. “SelamunKavlenmin Rabbin Rahim” nidasına mazhar olanlardan yazsın, “Vemtazulyevme ya eyyuhelmücrimun” nidasına değil. Muhabbete nail olanlardan olalım, kötü hasletlerden dolayı kerih olanlarda olmayalım. Allah bizleri affetsin. Şeyh Mevlana Muhammed Nazım Adil el-Hakkani (KS), Beratla ilgili sözlerini dinleyelim:

“Ey insanlar, kendinize gelin! Bizim yeni yılımız, İslamın yeni yılı Şabanın 15. gecesinden itibaren başlar. O yüzden, Ey İnsanlar bu seneden gelecek Berat Kandiline kadar olacaklar, dünyada olacakların hepsi Rabbimiz Allah tarafından yazılır, zahir olur. Kendinizi muhafaza edin! İlahi İntikamdan kimse kaçamaz. Onları gelip bulacaktır. Allah bizleri affetsin! Kendinizi bu geceye hazırlayın!” Amin.

 

Şeyh Lokman Efendi Hz.

Cuma Hutbesi

8 Şaban1443  -11 Mart 2022