BismillahirRahmanirRahim
“Sen Yabancı Mısın ?”
Bütün HamdüSenalarAlemlerin Rabbi olan Allah (SVT)’ya dır.Bütün hamdü senalar Allahadır ki, o ilkin ve sonun sahbi, O her şeyin üstünde güç sahibi olandır, her şeyi yönetendir.
Salat ve Selamlar seçilmiş olan o mübarek Peygambere,yardıma muhtaçların yardımcısı, ilkin ve sonun efendisi, hasan ve hüseyinin büyük babası seyyidinamuhammed as a olsun. Salat ve selamlar ona, Onun Asil Ailesine, Sahabe-i Kirama, özellikle Dört HulafayiRaşidin, Hz Ebubekir es-Sıddık, Hz Ömer el-Faruk, Hz Osman el-Gani, Hz Ali el-Murtaza ve kıyamet gününe dek onları takip edenlere olsun.
Salat ve Selamlarbu mübarek Nakşibendi Yolunun meşahiyleri, hakk yolunda ki kervanın liderlerinin üzerine olsun. Salat ve Selamlar Osmanlı Sultanlarına, hilafet-i Rasul’ü baş tacı edenlere olsun. Allah Onları sevenleri sevsin ve Onlardan nefret edenlere lanet eylesin. Allah Onların dönüşlerini ve haklarının iadesini hızlandırsıninşaAllah. Amin, Amin, Amin.
Ya EyyühelMüminun!Ey İnananlar!Bu mübarek Cuma gününe, şevval ayının ilk cumasına hoş geldiniz. Ey inananlar, Ramazan ayının günlerini ve gecelerini geride bıraktık. inşaAllah daha iyi olmuşuzdur, daha iyi biri olmaya çalışmışızdır. Tabii ki ramazanı şerifin kendi özelliği başka hiçbir ayda olmayacak şekilde, bize rahat bir şekilde nefsimizle mücadeleyi verdi. Kesinlikle ilahi huzurdan gelen o rahmetle biz yaşadığımız hayatı alt üst edecek güce kavuştuk. Ramazan ayında En basit şekilde yaşadığımız hayatın, gündelik halimizin, yemesinden, içmesinden, uykusundan, rahat hayatımızdan tam tersine nefsimizle mücadele ettiğimiz bir aya geldik. Yemeyi içmeyi bıraktık, bütün gece uyumayı bıraktık. Hayatımızın rutininden kendimizi çıkardık. Ramazan ayının bize verdiği rehberlikle ilerlediğimizde hakk yolda yürümeye devam ettik.
Ve bu bizim için çok kolaylaştırıldı. Ramazan ayında nefsimize hakimiyetimiz kolaylaştırıldı. Ama ramazan ayında Allah svt bizim hayatımızın kökünde değişiklikler yapmamızı ister. Gerçek islam yolu budur, islam hali budur. Peygamber efendimiz sav mekkede ki toplumu alaşağı etmek için geldi. Sistemi yıkmaya geldi. Neden ? çünkü o sistemin kökünde zulüm, hunharlık ve fenalık yatıyordu. Peygamber efendimiz as geldiğinde, o toplumla bir anlaşma yapmaya ve dininden ödün vermeye gelmedi. O, o sistemi alaşağı etmek için geldi. Değişin değiştirin dedi. Çünkü bu Allahın kanununa uygun değildir, siz şeytanı takip ediyorsunuz buyurdu. Bir tek Allaha tapın, bütün o taptığınız putlar haramdır, kabeyi düzeltin temizleyin, kölelerinizi özgürlüğe kavuşturun, onlara kaba davranmayın, onlara zulmetmeyin, kadınlarınıza iyi davranın buyurdu.
Kureyşin liderleri anladılar ki, bu islam onların toplumsal değerlerini yok edecek. Onların kar güttükleri, yönettikleri toplumu ellerinden alacak. Ekonomileri yıkılıp gidecek. Ellerinden güçleri alınacak. Eğer kölelere özgürlüklerini verir ve kadınlarına iyi davranırlarsa ellerinde ki güç bitecek. Onlar o şerefsizlikleri ile o şereflerini kaybedecek. Ne yapmaya çalıştılar? Peygamber efendimiz sav ile anlaşmaya çalıştılar. Ona geldiler, para pul istiyorsan seni kureyş’in en zengini yaparız dediler. Kadın istiyorsan sana en güzel kızlarımızı veririz dediler. Eğer liderlik istiyorsan seni tek liderimiz yaparız dediler. Sen bize vermek istediğin mesajdan, çağrıdan vazgeçme, seninle bir anlaşma yapalım. 1 sene senin Allahına tapalım, 1 sene de kendi putlarımıza tapalım. Tekrar tekrar gelip, bu teklifleri tekrar tekrar denediler.
Peygamber efendimiz as’ bu teklifler daha mekkede güç sahibi, yetki sahibi değilken gelmişti. Ve bu mesajları vermek için hzebu talibi kullandılar. Peygamber efendimiz as ne dedi? “amcacığım, eğer bir elime güneşi, bir elime ayı verseler, ben Allah yolunda bana verilen görevi bırakmam, bırakamam ve bu yolda ölsem de bırakmayacağım.”
Ve as bu yolu bırakmadı. O, toplumun içinde ki batılı alaşağı etti. Hakk imparatorluğunu kurdu. Hz bilali özgürlüğüne kavuşana kadar bırakmadı, ki kureyş onu çölün ortasında vücuduna kaya koyarak, işkence ile ızdırap çektirerek onu dininden döndürmeye çalışıyorlardı. Mekkeyi fethettiğinde bilal e, kabenin üstüne çıksın ezan okusun diye emretti. Hz yunus ibni Ebubekir buyurdu: “rasulullah fetih gününde kafirlere dersini vermek için özellikle bilal e kabenin tepesine çıkıp ezan okuması için emir verdi. Peygamber efendimz as, kadınalarına iyi davranana kadar o insanların peşini bırakmadı. Allah svtmübarekkuranda buyuruyor: bismillahirrahmanirarhim: o kız çocujları diri diri gömüldüğünde, ne günahla gömülmüştü diye sorar” sadakallahülazim. Onlar çocuklarını alıp, onları diri diri gömüyorlardı, öldürüyorlardı.
Sunan darimi’de bir olay vardır, peygamber efendimiz as sahabelerinden birine cahiliye zamanlarında yaptıklarını anlatmasını istedi. Şeyh efendi bu rivayetten bize çok bahsederdi. Ve o sahabe buyurdu: benim bir kızım vardı, bana çok tutkundu. Benimle konuşmaya aklı ermeye başladığı zamanlarda, beni her gördüğünde bana koşardı. Onu çağırdığımda hep bana koşar gelirdi. Bir gün onu yanıma alıp dışarı çıktım. Bir kuyunun yanına geldik. Onun elinden tutarken, onu kuyunun içine atıverdim. Son sözleri: “babacığım, babacığım diye ağlamaktı.” Peygamber efendimiz as bunu duyduğunda ağlamaya başladı. Başka bir sahabe buyurdu: “hey, peygamber efendimizi üzüyorsun, bunu neden yapıyorsun?” peygamber efendimiz susturdu: hayır bırak konuşsun. Sonra peygamber efendimiz o olayı birkere daha söylemesini sitedi. O sahabe efendimiz peygamber efendimize bir daha anlattığında, peygamber efendimiz o kadar hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı ki, bütün sakalı gözyaşlarıyla sırılsıklam oldu. Ve ondan sonra buyurdu: “Allah, cahiliye günlerinde bu yaptığını affetti. Şimdi tövbe ile ona dön.”
Evet Peygamber efendimiz as, toplumun bu hastalıklarını bitirmek için geldi. Ellhamdülillah, peygamber efendimiz sav o cahiliye toplumunu yok etti. İslam imparatorlupunu kurdu. Bütün herkesin haklarını korudu. Zulmü yok etti. İnsanları islam şeriatının altında yaşatmaya başladı. Peki biz şimdi neredeyiz? İkinci cahiliyedeyiz. Birinci cahiliyeden beter halde toplum inim inim inliyor. Toplum öyle bir hale gelmiş ki, tek derdi para, pul ve ekonomiden ibaret. Ekonomiye her türlü tehdit, onlar için tehdide ve savunma mekanizmasına dönüyor. Öyle bir topluma dönmüşüz ki, her an, her dakika küçük çocuklar, küçük kızlar, küçük oğlanlar cenin halindeyken öldürülüyorlar. Öyle bir toplumdayız ki zenginlerin hüküm sürdüğü, yoksul ve zayıfların sırtından geçinilen bir sistem. Öyle bir toplumda yaşıyoruz ki, çocukların öldürülmesi gelenek haline getirilmiş. Artık onları kızgın kumlara diri diri gömmüyorlar, yüksek spesifik kelimeler kullanıyorlar. Kürtaj gibi. Yaptıklarını saklamaya çalışıyorlar. Sanki kürtaj demek bir özür olacak. Bu bir katliamdır. Bu öldürmektir. Bazen Çok acil hayati, tıbbi meseleler olabilir. Başka türlü meseleler olmuş olabilir. Biz bunlardan bahsetmiyoruz. Genele bakıyoruz. İnsanların cahiliye zamanında olduğu gibi, sadece cahillik kibir ve zalimlik içinde çocuklarını öldürdükleri hale bakıyoruz.. Başka hiçbir sebepleri yok. o çocuğu istemiyorlar. Onun için öldürüyorlar. Ondan bahsediyoruz.
Şeyhimiz sahibulseyf şeyh Abdülkerim el kıbdrısi er rabbani ks buyuruyor : “birinci cahiliyede ki insanlar ne kadar beter halde idiler. Kendi çocuklarını öldürüyorlardı. Çocuklarını diri gömüyorlardı. 21.yy insanları, kaçınız çocuklarınızı gömüyorsanız, kaçınız? İnsanlar akılsızca yaşıyorlar. İmamlar , alimler dahi diyorlar ki;‘kürtaj yapmak tamadır bir şey değil’. Cehenneme gidin. Peygamber efendimiz ne buyuruyor: “ikinci cahiliye birinci cahiliyeden beter olacak.”
Evet maalesef ikinci cahiliyede yaşıyoruz. Ve as buyuruyor: “islam garip başladı ve garip bitecek.” Garip zamanlarda yaşıyoruz. Bu iki hadisi şerife çok dikkat edin. İslam garip başladı ve gairp bitiyor. Benim selamım, benim rahmetim, benim himmetim o gariplerin üstüne. O garipler, o zavallılar, o dünyada tekmelenip duranlar, dünyada zulüm içinde kalacaklar. Ve diğer hadiste ne buyuruyor efendimiz? İkinci cahiliye birinciden daha beter olacak. Peygamber efendimiz as bunları söylüyor. Şuan olan bu değil midir? Birinci cahiliyede insanlar cahil olduklarını biliyorlardı. Büyük çoğunluk okuma yazma bilmiyorlardı. Onlar inanmaya başladıklarında teslimiyete bürünüyorlardı. Bu yüzden onları düzeltmek kolaydı. Ama bu günün insanları şeytani üniversiteden mezun oldukları için, ellerinde o diploma olduğu için onlara bir tek kelime etseniz, şeytan onlara bin kelime ile geliyor. Onlara bir şey söylediğinizde herşeyiniz sorgulanıyor. 1. Gün, 2. Gün. 3, 4, 5.gün hayatları endişe ve kuşku ile dolu. Her söylediğinizden kuşku duyuyorlar. Her sözünüz yargılanıyor. Bu peygamberimizin sözüdür. Peygamber doğruyu konuşur. Şeyhimiz doğruyu konuşur, hakkı konuşur.
Şuanda bu ülkede olana bakın. Müslümanlar kendini çok zeki, çok eğitimli sanıyorlar. ‘biz kadınların kendi hakları olduğunu düşünüyoruz çocukları öldürmek için diyorlar.’ Onların vücutları kendilerine ait. Hayır. Herşey Allaha ait, herşeyin sahibi Allahtır. Bir sürü filozofik düşünce, bir sürü kanıt sunmaya kalkıyorlar. Ama sonuçta yaptıkları kendi zulümlerine bahane uydurmak, başka bir şey değil. O yüzden o politik kuvvetlerin yanında, onları kendi arkadaşları addedip, onlarla beraber bu zulmü destekliyorlar. Bu, kendi çocuklarını diri diri gömmenin modern versiyonudur. Ramazan nayramı hutbemizde de söylediğimiz gibi, insanlar bu sisteme yatırım yaptıklarında, bu sistemden nemalanıp kar ettiklerinde tekrar bu sisteme dönüp yatırımlarına devam ediyorlar. Bu sisteme bel bağlayıp ümit bekliyorlar. Bu sistemin bitmesini istemiyorlar. Gizlide ve açıkta destekliyorlar. Şeyhimizin de söylediği gibi; yaşantınız, hayatınız imanınızı, inancınızı göstermesi lazım. İnandığınız gibi yaşayın. İnandığınız gibi yaşamazsanız, bir gün yaşadığınız gibi inanmaya başlarsanız.
İşte çocukların bu kürtaj adı altında ki ölümü, bu şeytani sistemin ahir zamanda ki kanıtıdır. Bu Allahın celalini çeker. Allahın ve meleklerinin lanetine sebep olur. Ve bütün şeytanların desteğine maruz kalır. Şeytani ve deccali bir sistemdir. Bu şımarık, yüksek sınıf Müslümanlar sistemden bir şey kazanacaklar diye, biz kürtajı destekliyoruz demek için ayağa kalkmaya hazırlar. Çünkü bu deccali sistemin bir parçası olmuşlar. Sadece bu ülkede ki Müslümanlar değil, bütün dünyada ki Müslümanlar bu hale gelmeye başladı. Sadece bizim yaşadığımız bu devlet değil, ne acayiptir ki Müslüman ülkeler de bunu desteklemeye başladı. Müslüman devletler Amerikalıları bile geçip, bu işi desteklemeye başladılar. Allah bizi bundan korusun. Allah bizi korusun.
Bu tür yatırımlardan ve bu sisteme yapılan destekten kendimizi ve çocuklarımızı korumamız lazım. Bunu nasıl başaracağız? Aktivizmle mi? Herkes aktivizm yapalım diyor. Protesto edelim diyorlar. Hayır protesto ile olmaz. Sistemi içeriden değiştireceğim fikri ile bir yere varamazsın. Bizim örneğimiz peygamber efendimiz ve sahabei kiramdır. Şeyhimiz bu konu hakkında bize hangi hadisi anlatırdı. Ahir zaman için neyden bahsetti? Ahir zamanda garip olacağız. Ve garipler dünyanın her yerinde tekmelenmeye devam edecek. İlk garipler kimlerdi? Peygamber efendimiz ve bir avuç sahabei kiram 13 yıl mekkede gariptiler. Onlar hakkı kendi içlerinde inşaa etmeye başladılar. Kendi kalplerinde, kendi ufak toplumlarının içinde öyle sarsılmaz bir imanla büyüdüler ki, peygamber efendimiz as her türlü zulümden onlara dönüp, 1:01:16
Şeyh Lokman Efendi Hz.
Cuma Hutbesi
5 Şevval 1443 – 6 Mayıs2022