BismillahirRahmanirRahim

“ Minnettarlığını Gösteriyor musun ? ”

Bütün HamdüSenalarAlemlerin Rabbi olan Allah (SVT)’ya dır.Bütün HamdüSenalar Allah’a’dır ki O, Adem (AS) ı kendi elleriyle yarattı.Ruhundan ona üfledi veAdemoğullarını şereflendirdi. Bütün HamdüSenalar Allah’a’dır ki, Hz Muhammed Mustafa (AS) ı, Ademoğlunun Efendisi olarak gönderdi. O seçilmiş Peygambere, Rahmet Peygamberine, Allah’ınHabibi’ne SeyidinaMuhammed Mustafa (AS) a Salat ve Selamlar olsun.

Salat ve Selamlar Ona, Onun Asil Ailesine, Mübarek Sahabe-i Kirama, özellikle Dört HulafayiRaşidin, Hz Ebubekir es-Sıddık, Hz Ömer el-Faruk, Hz Osman el-Gani, Hz Ali el-Murtaza ve kıyamet gününe dek onları takip edenlere olsun.

Salat ve Selamlarbu en soylu yolun Meşayıhı, Nakşibendi Şeyhlerimizinüzerine olsun. Salat ve Selamlar Osmanlı Sultanlarına,Adaletin temsilcisi, Peygamber İmparatorluğunun ve Evliya Saltanatının kurucusu olan Osmanlı Sultanlarına olsun. . Allah Onları sevenleri sevsin ve Onlardan nefret edenlere lanet eylesin. Allah Onların dönüşlerini ve haklarının iadesini hızlandırsıninşaAllah. Amin, Amin, Amin.

Ya EyyühelMüminun!Ey İnananlar!Rabbimize Elhamdülillah demek zorundayız. Allah (SVT) bizi İslamlanimetlendirdi, imanla şereflendirdi. İslam’ınNimeti ve İman’ınŞerefi ne yücedir. Sadece bir kere şükretmekle olmaz. Tekrar tekrar, her daim durmadan şükretmemiz lazım. Her daim Elhamdülillah dememiz lazım. Niçin şükrediyoruz ? Çünkü İslam mükemmel bir dindir. Allah (SVT)Maide Suresinde bildirdiği gibi, BismillahirRahmanirRahim; “Bugün mükemmel dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim.” Sadakallahül azim. Peygamber Efendimiz(AS) bu mükemmel dinin mükemmel Peygamberidir ve Peygamberlerin sonuncusudur. Bir Hadis-i Şerifinde ne kadar güzel tarif ediyor,
Hz Ebu Hureyre’den bildirildiğine göre : BismillahirRahmanirRahim “ Gerçekten ben ve benden önce ki Peygamberler, ev inşaa eden bir adam gibiyizdir. O evi mükemmelleştirdiler, güzelleştirdiler ve bitirdiler. Ama ana köşesinde ki bir tuğlası eksikti. İnsanlar onun etrafında dolaşıp incelediklerinde, bu duruma çok şaşırdılar ve sordular: Neden bu tuğla eksik ? Peygamber Efendimiz as bunu da şöyle açıklıyor: “ Muhakkak ki ben işte o tuğlayım. Peygamberlerin sonuncusuyum, mührüyüm.”

Büyük Şeyhimiz Şeyh Mevlana MuhammedNazımAdil el-Hakkani(KS), bu mükemmellik hakkında şöyle buyuruyor: “ İslam tam bir mükemmellik ile gelmiştir. Mükemmelliği tamamlamıştır, aynı gökyüzünde ki dolunay gibi.. O bir hilal olarak başladı. Yeni ay oldu, hilal oldu, yarım ay oldu ve sonra tam bir dolunay oldu. Tam bir dolunay olduktan sonra sorulacak bir şey yoktur. Dolunay o ayın mükemmel halidir. Ve Peygamberimizin vazifesi neydi? Neden ilk önce o yollanmadı? İlk önce Hz Adem (AS) geldi, yeni ay gibi. Sonra o ay hilale dönüştü. Büyüdükçe büyüdü gelişti. Allah indinden gelen mesajlarla büyüdü. Ve Allah nurunu bu dünyada Peygamber Efendimiz Rasulullah ile tamamladı ve dolunay haline getirdi. Bu dolunay haline gelen mükemmel din nedir? Allah (SVT) buyurdu ki; “İşte sizin üzerinize olan mükemmel Şeriat budur.”

Bu mükemmel dolunayın mehtabını izleyip ne kadar şükredebiliyoruz? Düşünmeniz lazım. Gerçekten derin düşünmeniz lazım. Başka ümmetlerin böyle bir Rahmeti yoktu. Kimi hayvanlara, kimi taşlara, kimi insana taptı. Onların dini buydu. Allah bizi İslam ile şereflendirdi. Bizi böyle aşağılamadı. Bizi şerefsiz bir dinle aşağılamadı. En güzel, en temiz, en akıllı din ile şereflendik.

Peki bu İslamRahmeti ile, bu İman Şerefi ile ne yapıyoruz? Nereye yürüyoruz? Nasıl şükrediyoruz? Ne söylüyoruz? Özellikle bu yolda biz daiman Elhamdülillah deriz. Peki nerede bu Elhamdülillahımız? Tasavvufun büyük İmamı, İmam el-KusayriHz.leriRisalesinde şöyle buyuruyor: “Allah kulunun gerçek şükrü, Rabbinin Rahmetini dili ile onayladığında, aynı zamanda kalbi ile de tasdik etmesi demektir. Bu yüzdendir ki Şükrün 3 kategorisi vardır:
1. Kategori; dili ile şükreden kul Allah’ın Rahmetini anlamış olur. 2. Kategori; vücudu ve uzuvları ile şükreden kul, Allah’a karşı hizmet peşinde koşar. 3. Kategori; Kalbi ile şükreden kul ise, seccadede şahadetini artırmaya ve temiz kalmaya uğraşır.”

  1. yüzyıl İnsanı seccade üzerindeyken çok tevazu içinde belki kendini iyi bir Müslüman zannediyor, öyle hareket ediyor. Belki hiç durmadan tesbih çekip tekrar tekrar Elhamdülillah diyor. Ama maalesef 21. Yüzyıl insanı vücudunun ve uzuvlarının şükrünü terk etmiş vaziyettedir. Ki bu şükrün yerini bulması için, Hz. İmam el-Kusayri’nin söylediği gibi “Vefa ve hizmet dolu olması lazım.” Etrafımızda bu şükrü gösteren örnekler var mı? Tabii i var. tarihimiz, islam tarihi bu şükür içinde yaşayan, hiçbir zaman şükründen ayrılmayan, diliyle ve kalbiyle tasdik eden, vücudu ve uzuvları ile hizmet peşinde koşan örneklerle doludur.

Birkaç gün önce İstanbulun fethini tekrar kutladık. Yıldönümüydü. Bunu anlayabiliyor muyuz? Şeyh efendinin de dediği gibi 1453, roma imparatorluğunun, roma kanununun bittiği bir dönemdir. Rum, Bizans, roma , dünyanın en büyük imparatorluklarından biri bitti. Sultan Mehmed Fatih Han cennet mekan, O Evliya Sultan sadece 21 yaşındaydı. Bu şehri fethettiğinde, istanbulu aldığında, sadece istanbulu almakla kalmadı. O medeniyeti bitirdi. Onların dinini, o sapkın dini bitirdi. Bunu kendisi için mi yaptı? Ailesi için mi yaptı? Saltanatı için mi yaptı? Kesinlikle hayır. Onun fethi islamın büyüklüğü ve şanı içindi. Onun fethi, habibullah as ın zaferi içindi. Fatih sulatnmehmed han yazdığı şiirde de bunu şöyle anlatıyorudu: fahri kainatın gül yüzünün bir tebessümü için kurbanım, onun için yaptım buyuruyordu. O zaman dünya üzerinde ki bütün Müslümanlar bunun ne kadar büyük bir zafer olduğunun farkındaydı. Mekkedemedinede bütün islam aleminde istanbulun fethi bayram olarak ilan edilmişti. İslamın mükemmel dolunayının altında fatih sultan mehmed han ve ordusu, dağların üstünden gemileri yürütüp, İstanbul mücevherini islam tacının elması yaptı.

Şeyhimiz Osmanlı şeyhi sahibulseyf şeyh Abdülkerim el kıbrısi er rabbani ks iş bu büyüklüğü şöyle tarif ediyor: “İstanbul, Konstantin, roma fethedilecek, Onu fetheden komutan en büyük komutan, onu fetheden ordu en büyük ordudur. Onu fetheden komutan en yüce komutandır. Hz peygamber efendimiz as bu hadisi şerifi, söylediği zamandanfatih ünvanı verilen sultan mehmed han a kadarulaştı. Çünkü onar bu fethi gerçekleştirecek imanı taşıyorlardı. Allah svtnın rahmeti onlara ulaştı ve bu fethi gerçekleştirdiler. Bu muazzam fethi, bugünün dünyasındaAmerikanınırak’ı veya Afganistanıkuşatması ile karşılaştırmayın. Hayır. tam tersineırakınamerikayı fethetmesi gibi olurdu. Bunu karşılaştırın. Çok uzak mesafe ve hiçbir şeyi yok. Arada ki fark muazzamdır.  bugün Müslümanlar bunun hayalini bile kuramazlar. Bunu hayallerinde, rüyalarında bile göremezler.

Ve hadisi şerife İstanbul yeniden fethedilecek, 2. Kez fethedilecek dediğimizde pek çok Müslüman gülerek geçiyor. Gülenlerin içlerinden bazıları da sinsice gülerek, ‘nasıl bir şakadır bu, dalga mı geçiyorlar?’ diyorlar. Evet,böyle düşünenler aklını yitirmiş vaziyettedir. Çünkü imanları artık onları harekete geçiremiyor. İmanınızın sizi harekete geçirmesi lazım. Kendilerini islami halde, o hareketin içinde zannediyorlar, ama bu dünyaya saplanmış kalmışlar. Akıllarını bile kullanacak halde değiller. 24 saat dünya peşindeler. Evet İstanbul tekrar fethedilecek. Peygamber efendimiz as buyuruyor: “roma 2. kez fethedilecek”. Evet, roma rum demek, İstanbul demek. 2. Kez fethedilecek. Bu fetihte sen vazifeni yapıyor musun? Bunu  için uğraşıyor musun? Bunun farkında mısın ?

Kendini buna hazırlayıp, en azından islâmî hayat şartlarını alıp, islamı hayatına uygulayıp, islamı yaşayabiliyor musun? Yaşatabiliyor musun? Uyan! Kendine gel! Önce kendine gelmen lazım. Önce kendini bulman lazım ki, islamı bulasın, islama göre yaşayasın. İslam yücedir, sen yüceltebiliyor musun? Sen ismini islamın altına koyabiliyor musun? Bugünün Müslümanları herşeyden önce kendi hayatlarını yaşamak için koşturuyorlar. Hayatlarını islama uygun yaşamıyorlar. Bugünün insanları islamı yaşamıyorlar. Ama O büyük insanlar islam için yaşadılar. Herşeylerini bıraktılar, çocuklarını, ailelerini, sahip oldukları her şeyi Allah rızası için giderken bıraktılar. Geri dönmek için herhangi bir plan yapmadılar.” Sahibulseyf Hakkı konuşur.

Ey müminler! siz İslam tarihine ne kattınız? Fatih sultan mehmedislam kitabına ismini koydu. Roma imparatorluğunu, roma kanununu bitirdi ve islam kanununu, islamı yaydı. İslamın ismini onların başkentine koydu. Bunu 21 yaşında yaptı. Biz bunu yapıyor muyuz? Osmanlı dergahında yaşıyoruz. Şeyhimiz bütün hayatı boyunca bunun için uğraştı. İslam için şükretti. Kendi ülkesinde ve her yerde islamı savundu. İslam için hicret etti. İslam için hapse girdi. İslam için, Allah dediği için, zikir yaptığı için, sarık giydiği için, Allah dediği için hapse girdi. Allahtan başka kimseden korkum yok, ben Allah sevgisiyle, Allah aşkıyla yaşıyorum, Ben Allahınaskeriyim dedi. Ve onu hapse attılar. Bizim şeyhimiz budur. Bizim efendimiz budur. Bizim yolunu takip ettiğimiz kişi işte budur.

Ey müridler! Dinliyor musunuz? Ne yapıyorsunuz islam için ? öldüğümüzde, kıyamette, hesap günü ayağa kaldırıldığımızda, Allah için yaşadık, Allah için öldük diyebilecek miyiz? Bunu diyebilecek miyiz? Bunu düşünebiliyor musunuz? Yoksa konforunuzun, rahatınızın peşinde yelkenleri serdiniz mi? Ailemi düşünücem, onlara yardım edicem, evimi düzeltmem lazım, çocuklarıma bakmam lazım, onları düzeltmem lazım, haftada 1 – 2 saat dergah için uğraşırsam yeter. Sizin şerefiniz bu mu ? şerefiniz varsa bunun yeterli olmadığını bilmeniz lazım. Şeyhinize bakmanız lazım. Kalbinizin çalışması lazım. Eğer kalbinizde kan dolaşıyorsa, orada rahatça oturup, dünya cebabirenin içinde, zalimlerin elinde batıyorken seyirci kalamazsınız. Hala oturup rahat rahat uyuyabiliyorsanız, kalpleriniz ölmüş demektir. Ve kalpleriniz ölmüşse kesinlikle emin olun ki, sizin yerinize daha iyileri gelecek.

Sahibulseyf buyuruyor: “ey Müslümanlar! Kendinizi kontrol edin. Benim size bişey söylemem için beklemeyin. Kendinize bakın ve kendinizi kontrol edin. Kendinizi hesaba çekin. Nerdesiniz? Ne yapıyorsunuz? Kendinizi mi kandırıyorsunuz yoksa gerçek islam ayağa kalkmaya başladığında hangi tarafta olacaksınız? Allah svtbyuruyor: “eğer layığı ile yapamazsanız, ben yeni bir ümmet yaratırım, onlara veririrm” buyuruyor. Ve bunu daha önce kaç kere yaptı. Eğer yönünüzü kaybederseniz, eğer gaflet içinde kalırsanız ve kendinizi bitirirseniz, elinizdekiler alınıp başkasına verilecek. Uyanın, kendinize gelin. Uyanın!

Ne yaptığımıza bakmamız lazım. Nasıl hazırlanıyoruz? Bu yolda ne kadar hazırız? 24 saat gaflet içinde akılsızca yaşamakla değil. Mehdi as ı bekliyoruz demekle değil. Mehdi as ı bekleyip, gaflet içinde yaşayamazsınız. Mehdi as zuhur ettiğinde, buyrun, gelin benim yanıma mı diyecek ? size davetiye mi gönderecek? Eğer davetiye göndereceğini düşünüyorsanız, o zaman bu kafayla kıyamate kadar devam edin. Bu kafasızlığınızla Azrail as size ulaşana kadar devam edin. Mehdi as geldiğinde kesinlikle yanlış tarafta olursunuz.

İnananlar için gaflet kabul edilebilir bşr bahane değildir. İnanan kesinlikle gaflet içinde olamaz. Şeytan sizi orada, burada birkaç kere aldatabilir ama gaflet içinde devam edemezsiniz. Eğer gerekiyorsa kendinizi yumruklayın. Kendinizi tokatlayın, uyanın ve kendinize gelin. Yaşınızın, halinizin ne olduğu önemli değil. Ne kadar yorulduğunuz önemli değil. Uyanık olmanız lazım. Gaflette olmamanız lazım. Şeyhimizin bu sözleri her şeyi tarif ediyor. Şeyhimiz buyuruyor: “şeytan sizi aldatacak, bu olacak. Sizin için tuzakları kurdu, kuyuları, çukurları açtı ama o çukura düştüğünüzde çıkmanız lazım. Mücadele etmeniz lazım. Kalkıp kendinizi temizleyip, gerekiyorsa kendinizi yumruklayıp, tokatlayıp uyandırmanız lazım.

İnanan uyanık olmak zorundadır. Nakşibendi uyanık olmak zorundadır. Hz Abdülhalik Gucdevani buyuruyor: “olduğu yerde duran ve yorulan bizden değildir.”
Hareket ediyor musunuz? Devamlı harekette misiniz? Devamlı harekette olmanız lazım. Devamlı Allah için hareket etmeniz lazım. Allah için hareket etmeniz lazım. Yoksa ölüsünüz. Sıkılırsınız, bırakırsınız, bitersiniz. Uyanmamız lazım… bu sözler önce kendime hatırlatmak için, daha sonra da kimler dinliyorsa onlara hatırlatmak içindir.

Biz insanız. Benî Ademiz İnşaAllah. En azından o topal karıncadan daha fazla koşturmamız lazım. En azından elimizde biraz su taşımamız lazım. Şeyh efendi buyuruyor: “en azından İbrahim as ın ateşini söndrmek isteyen o topal karınca kadar olun. Hiçbir hayvan dahi o anda huzur içinde rahat değildi. O karınca topal ve kırık ayağı ile elinde bir damla su taşıyıp, anadolunun ortasında hzibrahimin ateşini söndürmeye gitti. Melekler ona sordular: “nereye gidiyorsun? Ne yapacaksın o bir damla su’yla? Dedi ki hzibrahimin ateşini söndürücem. O ateşin nasıl olduğunu biliyor musun? Senin gibi milyarlarcası bir araya gelse, o ateşe yaklaşamaz bile dediler. Bir damla su’yla ne yapacaksın?” Karınca cevap verdi: “ben bu bir damla suyu götürücem, Allah isterse bunu okyanus kadar büyütür. En azından bu yolda ölmüş olurum, ne olacak. En azından bunu yapmak için ölürüm.

Ey inananlar! Eğer yardım etmeyeceksek, hizmet etmeyeceksek, bu yolda canımızı vermeyeceksek, en azından deneyin, en azından yapmaya çalışın. O şerefe ulaşmaya çalışın ve kıyamet günü hesaba temiz gelin inşaAllah. Sadık olun. Sadıklardan olun. Yorulmayın, bırakmayın. Pes etmeyin.

Ey inananlar! Kurban edilecek günler geliyor. Kurban bir hayvanı sadece kesip yemek değildir. Kurban, kendini kurban edenleri hatırlamaktır. Kurban, Oğlunu kurban etmek isteyen ve ona hazır olan babayı hatırlamaktır. Ki o oğlan da kurban olmaya hazırdı. Kerbela meydanında kendini kurban eden o torunu hatırlamaktır. Peki siz neredesiniz? Hizmetiniz, yaptıklarınız  nerede? İslam destanında kitapta ki yeriniz nerede? Mhdi as ın kitabına isminizi koyun. Mehdi as ın işini şimdi yapın. Yoksa, eğer duraksarsak, yorulursak, düşersek deccalin tuzağında yok olur gideriz. Bu yolda, bu cemaate olup, şeyhinize beyat verdiyseniz, bu dünyadan göçtüğünüzde, kıyamet günü ayağa kalktığınızda nasıl yüzleşeceksiniz? O zaman ne diyebilirsiniz? Oraya hangi yüzle geleceksiniz? Aman Ya Rabbi, koru bizi Ya Rabbi.

Ey inananlar! Bizim şeyhimiz bu yolda önderliğine devam ediyor. Bu yolda ne kadar düşersek düşelim, kalkıp toparlanıp Allah yolunda mücadeleye devam edicez. Bu yolda olmamız lazım. Allah bize güç kuvvet versin. Allah bize tutku versin, Aşk versin. Allah bizi fatih sultan mehmedin gölgesinde gölgelendirsin. Şeyhimizin cübbesine sıkı tutunanlardan olalım. İslam şanını,islam tarihini yazanlardan olalım. Dilimiz şükretsin, kalbimiz şükretsin. Vücudumuz, uzuvlarımız şükretsin. Sadıkalrdan olalım, hizmetkarlardan olalım. Bu yolda hizmet edenlerden olalım. Bu yolun büyük hizmetkarları ile beraber olalım. Peygamber efendimizn şefaatine ulaşanlardan olalım. Şeyhimizin sohbetinde duranlardan olalım.
Ala nimetilislam ve şerefil iman, daimanElhamdülilllah.  Şükür ya rabbi. Amin, Amin,Amin.

 

Şeyh Lokman Efendi Hz.

Cuma Hutbesi

4Zilkade1443  – 3 Haziran2022